Japon Sinema Sektörü [Hasb-i Hal]


İfadesi Olmayan





Bazı güzel şeylerin herkes tarafından keşfedilememiş olması belki de onları daha gizemli,daha hoş kılmak için yeterli olabilir.

17 Mayıs 2019 tarihli yazım..Tekrar paylaşmak istedim.. Biraz ciddi bir dille yazdım..Umarım keyifle okursunuz..

Ne izliyoruz?Neyi nasıl izliyoruz?Uzunca bir yazı biraz da karışık görüne bilir ama söylemek istediklerim için hala yetersiz gibi geliyor bana..Kitleleri ardından sürükleyen küresel bir olgu olan dizi/film sektörün kodlarını doğru okuyamazsak algısal olarak yönetilmemiz kaçınılmaz bir son.Farkında olunarak izlenirse Japon sinema sektörünün insana bir çok alanda faydası olacağı ve ufkunu açacağı da bir gerçek.Romantik-Komedi tarzında yapılmış bir dizi bile insana bir çok mesaj verdiği kesindir. Dikkatli bir izleyici olmaktan çekinmeyin yoksa her önüne koyulanı yiyen kişi bir süre sonra yerken aldığı o tat kaybolup da ağır bir hazımsızlık çekmesi pek doğaldır. ^^Gelin hep beraber yavaş yavaş sinema sektörü kendimizce inceleyelim.Biraz yanlış biraz eksik yeter ki konuşalım ki doğru cevabı bula bilelim.


🌵
Evet, konumuz Japon televizyon sektörü. Burada ayrım yapmaksızın dizi ve filmler için genel bir değerlendirme yapacağım hatta bu değerlendirme kapsamına animeleri de katmak pekala mümkün.

Bunların hepsini aynı kotada eritip anlatıla  bileceği gibi tamamen birbirine zıt teşkil eden yönlerinin daha ağırlıkta olduğu da pek açık bir gerçek. Anime,manga kültürü ve dizi film sektörü ilk aşamada tamamen bir birine zıt iki kutup gibi görünse de daha sonra da idrak edilen bir gerçek vardır ki o da iki zıt rengin yan yana gelmesiyle oluşan o enteresan renk uyumudur.
🌵

Japonlar bilmem öyle anlatıldığı gibi çok zeki insanlar mıdır? Açıkçası zekiliğin dahi bu dünya düzeni içinde çalışmak,azim gibi unsurların gerisinde kaldığı çok açıktır. Yani tembel bir insanın o daha zeki diyerek karşısındakinin çabasını görmemesi kadar sığ bir düşünce olamaz.Tabi bu çalışkan milletin kültürünü yansıtan bizimde değerlendirmesini yaptığımız bu sektör onları ne kadar yansıttığını ben bilemem. Benim bildiğim kendi ülkemde yayımlan dizi-filmleri hatta kitapların dahi tam olarak bizi yansıtmadığı hatta saptırarak anlatmasından yola çıkarak düşünecek olursak Japonlar da kendi hayal alemlerinde gerçekleştirdikleri bir olayı pek ala bize sunabilirler.Burada değinmek istediğim asıl unsur Japonların kurguların da ki o nizami düzen.Hele ki bazı kurguları felsefe kitabı edasıyla karşımıza çıkmakta. Görsel medyada izleyicinin aradığı da gerçeklikten öte ona bir şeyler katan, farklı düşünce açıları sunan, güldürüp eğlendire bilen ve düşündüren yapıtlardır. Salt bir gerçek pekte izleyici olarak istediğimiz bir şey değildir. Yani demem o ki ister gerçek olsun ister hayal bu Japonların sunduğu alem bizi yavaş yavaş içine çekiyor.
🌵

Bir şeyi beğendiysem neden beğenmiş olabileceğim hakkında fikir yürütmek benim için pek tabi olarak yaptığım sıradan bir şey. Fakat Japon senaristler beni pek çok kez şaşırttı ve şaşırtmaya da devam ediyorlar. Bir hocamın dünya üzerinde söylenmemiş hiçbir söz yoktur adaptelere bu kadar karşı olmayın dediğinde acaba ben mi yanlış düşünüyorum diye kendimi irdelemiştim. Esinlenmenin de ötesinde bir tekrar o zamandan beri pekte karşı olduğum bir durum olmaktan çıkmıştı. Fakat şu an bu düşünceye tamamen zıt olmamakla beraber bunu kısmen doğru olduğunu düşünüyorum Neden mi?

Japonların yapmış olduğu yapımlar gerek çekim açısı gerek renk ve kameranın olayı hikayeleştirmesi olsun öyle pekte takdire şayan değil. Oyuncular da hakeza o hep aradığımız insanüstü bir durumdan daha çok sıradan insan profili çizmekte peki beni çeken ne? Galiba kurgu.. Genellikle bir dizi film önereceksem içinde geçen olaylardan çok bana hissettirdiklerini anlatmayı yeğlerim. Bu karşımdakinin heyecanını azalmak şöyle dursun daha da arttırır. Fakat Japonların yapmış olduğu pek çok yapıma diye bildiğim tek şey “Güzeldi, anlatmam imkansız izle ve gör?” Açıkçası bunu neden dediğim hakkında bir fikrim yok. Kendimi ifade edecek bir yapıdayım. Peki neden?Bu gün işte tamda bu soruma cevap buldum.
🌵

Kızgınlık, üzülme, sevinç gibi duyguları ifade edebiliyoruz ve karşımızdaki kişi de “ben çok kızgınım” dediğimde az çok bir şeyler anlıyor. Fakat Japonlar bana öyle bir alem tasvir ediyor ki ben onu elimde bulunan  duygunlarla ifade etmekte çaresiz kalıyorum. Pek tabi beni o alem büyülemiş ve sadece ifade edemediğim bu alemi güzel diye nitelendire biliyorum. Sanki yabancı bir kelimeyi birine söylüyorum ve karşıda ki bunu anlamayınca da kendi lisanımda bulunmayan bu kelimeyi tercüme etmekte aciz kalıyor muşum gibi.

Hiç hissetmediğimiz hatta adını dahi duymadığımız belki de adı bile olmayan duygular var mıdır? Keşfedilmeyi bekleyen bir hazine gibi insanlığı bekleyen? Her şeye uyan bir düşünce vardır ki o da “Ya yaptığın işte en iyisini yapacaksın yada o işi ilk sen yapmış olacaksın. Başka türlü fark edilmen imkansız gibi. “ Japonlar olağan bir dünya da hiç olmayan duyguları keşfetmeye çalışan bir kaşif edasındalar.
🌵

Japonlar bana içimde bulunmayan yeni duygular sundukları için belki de onların bu sektörünü seviyorum. Ne demişler “Anlatılmaz, yaşamak gere.” Benimki de o hesap anlatamıyorum izleyin ve kendiniz görün demekten öteye gidemiyorum. Kendiniz tecrübe edince düşenin acısına ortak olan gibi benim anlatamadıklarımı anlayacaksınız. Hem de ben tek kelime dahi etmeden içinde bulunduğum duygu alemini size anlatmış olacağım.

  • Bu tarz yazılar yazmayı çok istiyorum benimle düşünceleriniz paylaşım ki devam etmek için kendim de güç buluyum..